Menü
Menü

Geçtiğimiz dönemlerde artan dijitalleşme ile bankacılıkta temel deneyim fiziksel kanallardan mobile kaydı.

10 Ağustos 2020

Bugün dijitalde sunulan müşteri deneyimi, kurumların kendi uygulamalarının da ötesinde müşteriye o an içinde bulunduğu uygulamaların içinden servis sağlamayı hedefliyor. Böylece artık “kanal” söylemi bile zamanın ruhunu yakalayamıyor. Müşteriye ulaşabildiğimiz her yer bir temas noktası, etkileşim alanı haline geldi.

Değişen müşteri beklentileri ve yeni teknolojilerden alınan ilham, müşterilere yenilikçi, pratik, ulaşılabilir servis sunma önceliği ile birleşince “Açık Bankacılık” kavramı ortaya çıktı. Basit bir ifadeyle açık bankacılığı, müşterilerin onayı ile bankaların API’ler(1) aracılığıyla müşterilere ait bankacılık verilerini yeni bir servis oluşturmak amacıyla farklı kurumlar ile paylaşabilmesinin önünü açan ve söz konusu farklı kurumların müşteriler adına işlem başlatabilmesine izin verilen bir bankacılık uygulaması olarak tanımlayabiliriz (Şekil 1). Bu yapıda müşteri onayı ile müşteri verisi farklı bir kurum ile paylaşılarak müşterinin farklı hizmetlere erişebilmesi mümkün hale gelebilmektedir. Bu yönü ile açık bankacılık yeni iş modellerinin oluşmasını sağlayabilecek önemli bir yaklaşım olarak öne çıkıyor.
Şekil 1. Açık Bankacılık Sonrasında Bankacılık Hizmetlerine Erişim

Dünden Bugüne
Finansal teknoloji alanında hizmetler sunan fintech’ler son 10 yılda hayatımıza girerek sektörde daha hızlı bir inovasyona öncü oldular. Özellikle Amerika, Avrupa, Asya gibi coğrafyalarda birçok şirket özellikle ödemeler gibi belirli alanlara odaklanarak finans alanında rol almaya başladı. İlk açık bankacılık uygulamaları da genel olarak ödeme alanında görüldü ve Sofort gibi şirketler henüz açık bankacılık kavramı ortada yokken bugün açık bankacılık kapsamında sayılan hizmetleri vermeye başladı (örneğin; online alışveriş ödemesinin kredi kartı yerine doğrudan banka hesabından yapılması). ABD gibi bazı ülkelerde açık bankacılığın gelişimi bu alanda rol alan inovatif oyuncular tarafından yönlendirilirken Avrupa’da ise standartların regülasyonlar ile düzenlendiği ve sektörün yenilikçiliği teşvik edecek şekilde yeni oyuncuları kapsayıcı hale ulaşmakta olduğunu söyleyebiliriz. Açık Bankacılık düzenlemelerinin temelde bankacılık sektöründe müşteri faydasını artırmak amacıyla daha aktif bir rekabet yaratmak, inovasyonu desteklemek ve daha iyi bir müşteri deneyimi sunmayı hedeflediğini söyleyebiliriz. 2015’te oluşturulan PSD2(1) düzenlemesi açık bankacılık uygulamalarını mümkün hale getirmesi ile çok önemli bir adımdı ve böylece yıllar içinde gelişen sektör ve değişen müşteri beklentilerine cevap verilmesi hedeflendi. PSD2’de açık bankacılık ile ilgili 2 temel kavram ortaya atıldı:

  • Hesap Bilgileri Hizmet Sağlayıcıları(2): Kullanıcının diğer ödeme kuruluşlarında bulunan bir veya birden fazla hesabına ilişkin olarak konsolide bilgilerin çevrim içi olarak sağlanması
  • Ödeme Başlatma Hizmet Sağlayıcı(3): Kullanıcının talebi ile bir başka ödeme kuruluşunda bulunan hesabına ilişkin olarak ödeme emri başlatılması

    PSD2, rekabeti artırabilmek için Avrupa’daki bankaların servislerini, müşterilerinin talep etmesi durumunda farklı kurumlara (TPP’ler) açmasını zorunlu hale getirdi. Bu iş modelinin mevcut yapıya göre temel farklılığı veri sahipliğinin müşteride olması kabulüne dayanan servisler tasarlamaya imkan sağlamasıdır.

    Bugün gördüğümüz açık bankacılık uygulama örneklerinin genel olarak özellikle PSD2’nin temel 2 yapıtaşı olan hesap konsolidasyonu ve ödeme başlatma hizmetleri çevresinde şekillendiğini görüyoruz. Özellikle hesap konsolidasyonu ile, yani; farklı bankalardaki hesapların tek bir uygulamadan konsolide gösterimi hizmeti ile birçok ek hizmetin de oluşturulabilmesi mümkün hale geliyor. Örneğin; PFM(4) servisinden etkin faydalanabilmek için hesap konsolidasyonun çok önemli olduğunu söyleyebiliriz.

    ABD ve Avrupa’da Mint, Yolt gibi fintech’ler müşterilerine farklı bankalardaki hesaplarını tek bir platformdan yönetme şansı verirken, HSBC, Capital One, Lloyds, BNP Paribas gibi bankalar da müşterilerine benzer hizmetler sunmaya başladılar. Ayrıca bazı kurumlar bu tür hizmetlerin verilebilmesini sağlayan altyapı ve çözümler sunan teknoloji firmaları ile işbirliğine gitmektedir. Bud Financial, Tink, Plaid, figo, Yodlee gibi şirketler sundukları API’lar ve platformlar ile kurumların daha hızlı bir şekilde açık bankacılık hizmetleri sunabilmesine yardımcı olmaktadır. Bu şirketlerden Plaid’i Visa’nın 2020 yılında $5.3 milyara satın alması da açık bankacılığın önümüzdeki dönemde ne kadar önemli bir oyun alanı olacağına ilişkin ipucu veriyor.

    Bu arada belirtmeliyiz ki açık bankacılık PSD2 ile sınırlı olmayan ve sadece hesap konsolidasyonu ve ödeme değil, hemen tüm bankacılık hizmetleri ile ilişkili yeni iş modellerinin ortaya çıkmasını sağlayacak bir yaklaşım. Bugün bankacılık kanallarından ulaşılan kredi, sigorta, mevduat vb. çok çeşitli hizmetlerin yenilikçi iş modelleri ile farklı kanallardan alınması mümkün olabilecek. Hatta, açık bankacılığın diğer tüm sektörlerde de, daha geniş veri setlerini baz alacak benzer modellerle (API’ler aracılığıyla) yeni hizmet modellerinin oluşacağı düzenlemelerin de beklendiğini söyleyebiliriz.

    Açık Bankacılık Hayatımızı Nasıl Etkileyecek?
    Açık bankacılığın yapısı itibarıyla finansal hizmetler ve bankacılıktaki iş yapış şekillerini temelden etkileyerek yeni iş modellerinin doğmasına neden olacağını düşünüyoruz. Çok farklı platform ve uygulamadan bankacılık hizmetlerine erişim, farklı sektörlerdeki hizmetlerle bankacılık hizmetlerinin API’ler ile bir araya getirilerek yenilikçi çözüm ve ürünlerin oluşma fırsatlarını düşündüğümüzde açık bankacılığın potansiyelini daha net anlama fırsatımız olabilir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bu konu sadece ödemeler ile ilişkili hizmetlerle değil çok daha geniş bir kapsamda yenilikler getirecektir.

    Daha yaygın ve standartları regülasyon ile belirlenmiş bir açık bankacılık anlayışının getireceği rekabetin bankacılık hizmetlerini kullanan kişiler için fayda sağlayacağı muhakkak. Daha yenilikçi ürün ve hizmetlerin geliştirmesi, daha kolay hizmetlere erişim imkanı banka müşterileri için (hem gerçek kişiler hem de tüzel bankacılık müşterileri) öncelikli avantajlar olacaktır. Yeni ürün ve hizmetlerle sağlanacak faydalar; zaman kazanımı, daha uygun faiz oranlarına erişim veya sadakat programlarından daha etkin faydalanma gibi çok çeşitli alanlarda olabilir. Ayrıca bugüne kadar bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan kişilerin de farklı çözümlerle bu hizmetlerden faydalanabilme olanağı da artacaktır.

    Açık bankacılığın sektöre getireceği rekabetin mevcut bankalar ve finans kurumları için müşteri ilişkisini kaybetme, kar marjlarının düşmesi gibi riskler taşıyabileceğini söyleyebiliriz. Ancak bankaların da özellikle bankacılık altyapısı, müşteri odaklı hizmet anlayışı ve dijitalizasyon seviyesi ile öne çıkan Türkiye’deki bankaların benzer birçok konuda olduğu gibi burada da doğru stratejiler ile ilerleyerek bu pratiği daha iyi bir müşteri deneyimi ve yenilikçilik adına fırsata çevirmesi çok olası. Bankaların müşterileri ile uzun yıllara dayalı kurulmuş güven ilişkisi de bir avantaj ve bu da bankaların açık bankacılık hizmetlerine erişim için en çok tercih edilebilecek oyuncular olmasını da sağlayabilir. Açık bankacılık sayesinde yenilikçi servislerin tasarlanmasıyla bankalar:

  • Daha fazla veriye erişim ile müşterilerini daha iyi tanıyarak daha kişiselleştirilmiş çözümleri sunabilecek, müşterileri ile ilişkilerini derinleştirebilecek,
  • Farklı platform ve uygulamalar aracılığıyla müşterilerine daha fazla temas noktasından erişebilecektir

    Türkiye’deki Durum
    Ülkemizde açık bankacılık konusunda özellikle son 1 yıldır önemli gelişmelerin olduğunu görüyoruz. Öncelikli olarak, düzenleyici kurumların buna ilişkin çalışmaları ile bu alanda ilerleyebilmenin önü açılıyor ve kısa zamanda birçok banka, finans kuruluşu ve ödeme şirketi gibi oyuncuların çözümler sunmaya başlayacağını öngörmek hiç de zor değil. Hatta bugün bile bu kapsamda bazı çözümlerin olduğuna şahit oluyoruz.

    2013’te 6493 sayılı kanunun(5) yürürlüğe girmesi Elektronik Para ve Ödeme Kuruluşlarının hayatımıza girmesini ve ülkemizde fintech kavramının oluşmasını sağlamıştı. Kasım 2019’da 6493 sayılı kanunda yapılan değişikliklerle beraber; “hesap bilgisi hizmet sağlayıcıları” ve “ödeme başlatma hizmet sağlayıcıları” kavramları PSD2’ya benzer şekilde tanımlandı ve bu konularda düzenleme yapma yetkisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na verildi.

    Temmuz 2019’da açıklanan 11. Kalkınma Planı’nda ise açık bankacılığın hukuki altyapısını güçlendirmek için mevzuatta PSD2 ile uyum sağlanacağı belirtilmiş, ayrıca bunu destekleyici de olabilecek bir konu olarak fintech ekosisteminin gelişmesine yönelik yol haritasının oluşturulacağı ifade edilmiştir.

    Son olarak, “Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik”te de kimlik tespitinin uzaktan yapılabilecek olması ve hatta daha önce kimlik tespiti yapmış bir bankadan açık bankacılık servisleri aracılığıyla hizmet alınmasının mümkün olduğu belirtilmektedir. Aynı yönetmelikte açık bankacılık servisleri ise şu şekilde tanımlanmıştır: müşterilerin ya da müşteri adına hareket eden tarafların API, web servis, dosya protokolü gibi yöntemlerle bankanın sunduğu finansal servislere uzaktan erişerek bankacılık işlemlerini gerçekleştirebildikleri veya gerçekleştirilmesi için bankaya talimat verebildikleri elektronik dağıtım kanalı.

    Özetle, Türkiye’de de açık bankacılık uygulamalarını belirleyecek standartların tanımlanması ve gerekli düzenlemelerin netleşmesi ile ve bu tür servislerin hayatımıza daha yaygın dahil olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye, genç ve yeniliklere, dijital servislere uyumlanma konusunda öncü tüketici bazı ve ileri teknolojik altyapı yatırımları ile öne çıkan bankacılık sektörü ile bu alanda da dünyada hızla fark yaratacaktır.

    Akbank ve Açık Bankacılık
    Açık bankacılığın potansiyelinden faydalanabilmek için bu konuyu mevzuata uyum veya teknik bir altyapı hazırlığından ibaret görmenin ötesinde bu yeni anlayışa uygun iş modelleri ile sağlayabilmeye ve müşterilere değer yaratacak farklılaşan, müşteri ihtiyacını odağa alan servis tasarımları geliştirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
    Açık Bankacılık çalışmaları Akbank’ta da 2015 yılında başladı ve Akbank API portal 2016 Nisan ayında kullanıma açıldı. Bugüne kadar birçok iş ortağımız ile bu API’ler üzerinden çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Açık bankacılık müşteri odaklı vizyonumuzu destekleyerek, müşterilerimizle kendi temas noktalarımızın dışında da etkileşime geçmemize olanak sağlıyor. Böylece kurduğumuz iş birlikleri ile müşterilerimizin hayatına yeni değerler katıyoruz.

    Bugüne kadar e-ticaret, teknoloji, telekom, akaryakıt, ERP sistemleri, İK uygulamaları gibi birçok sektörün önde gelen kuruluşlarıyla önemli iş birliklerine imza atarak, yenilikçi hizmetlerimizi farklı platformlarda müşterilerimize sunduk.
    Açık bankacılık uygulamalarının standartlarının belirlenip baz teşkil eden bir düzenleme ile yaygınlaşmasını bankaların iş yapış şekillerini oldukça temelden etkileyecek, değiştirecek bir gelişme olarak görüyoruz. Açık Bankacılık ile daha geniş bir müşteri grubuna, daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunma olanağı doğacak. Müşteri açısından baktığımızda daha inovatif, daha kolay ulaşılabilir ve gelişmiş servisleri daha iyi bir deneyimle alma imkânı olacak. Bu yönleriyle yaygın ve düzenlenmiş bir açık bankacılık pratiği Akbank olarak bizim müşteri deneyimi odaklı vizyon ve stratejimizi destekleyecek heyecan verici bir yeni dönemi getirecek. Bu nedenle Açık Bankacılığın bir yasal uyumlanma süreci ya da tehditten ziyade, kurulacak etkin iş birlikleriyle yeni fırsatlar ve gelişmiş deneyim sunma imkanı getirmesini bekliyoruz.

    Yeni veri kaynaklarıyla, bankalar analitik yetkinliklerini ve modellerini de geliştirebilecekler. Bu gelişmelerle bankaların müşterilerine sunduğu geleneksel ürünlerdense daha doğru kriterlerle belirlenmiş, daha yenilikçi ve kişiselleştirilmiş ürünlerle müşterinin ihtiyacını çok daha önceden belirleyerek daha proaktif sunmasını sağlayacağına inanıyoruz.

    Akbank Lab İnovasyon Merkezi olarak bankacılığın geleceği açısından oldukça önemli olan bu alanda hem iş birimlerimiz hem de bilgi teknolojileri ekiplerimizle yakın çalışarak bu alanda yapılan çalışmaları desteklemek bizler açısından da heyecan verici.

    (1) Uygulama Programlama Ara yüzü
    (2) Payment Services Directive 2
    (3) AISP: Account Information Service Providers
    (4) PISP: Payment Initiation Service Providers
    (5) Personal Finance Management: Bireysel Finans / Bütçe Yönetimi
    (6) Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun

    Kaynak: https://medium.com/akbank-lab